Giresun'a Gelipte;Eşsiz doğası, zengin bitki örtüsü, tertemiz ve berrak su kaynaklarıyla gözlerin yeşile doyduğu yaylalarda oksijen depolamadan,Şehre hâkim bir noktada tüm şehri ayaklarınızın altına seren muhteşem bir manzaraya sahip Giresun Kalesine çıkmadan,Rumlar ile Türklerin yıllarca birlikte yaşadığı, evleri ile türkülere konu olan Zeytinlik Semti’nde tarihin içerisinde yolculuk yapmadan,Turkuaz rengin sodalı su ile buluşarak eşsiz bir güzellik sunduğu doğa harikası Mavi Göl’ü görmeden,Sanatçı suyun inşa ettiği turkuaz ve beyaz renkli Göksu Travertenlerini görmeden,Antik dönem ve Orta çağda yerleşime sahne olmuş mitolojik bir durak noktası Giresun Adası’na gitmeden,Pekmezin renk ve tat verdiği asırlık lezzet olan Giresun Simidini tatmadan,Dünyada üretilen en kaliteli fındık olan Giresun fındığı ile incecik sütlü şerbetli kadayıfını yemeden,Giresun’a özgü muhteşem Giresun Pidesi ve yöresel tatları ile kahvaltı yapmadan,Arkeolojik ve etnografik eserlerinin bir araya getirilip günümüzde müze olarak kullanılan Gogora Kilisesini gezmeden,Sağlıklı yaşam ve uzun ömürlüğe etkisinin olduğu bilinen yöre mutfağını tatmadan, DÖNMEYİN!