İlimizde iklim şartlarının ve tabiatın çok
sert olmadığı bilinmektedir. Yöresel olarak daha çok denizle beraber yaşamayı
öğrenmiş, sırtını dağlara vermiş ve toprağını da işlerken fındığa büyük önem
vermiştir. Bu yaşam tarzı geleneklerini ve yöresel davranışlarını etkilemiştir.
Yöre insanları ne fazla sert ne de fazla yumuşak figürlere yer vermiştir.
Danslar genellikle hareket ve çeviklik içermekle beraber kadın ve erkeğin
beraber oynadıkları bölümde erkeğin kadına karşı olan saygısından dolayıdır ki,
erkek figürleri ile aynı esneklik ve yumuşaklığa kadar düşmektedir. Fakat
danslar ilçelerin bulunduğu yörenin karakteristik özelliğini de içine alarak
farklı şekillerde icra edilmektedir. Bu farklılık kostümleri de etkilemiştir.
Giresun insanının yaşam tarzı ve biçimi Karadeniz Bölgesi içinde,
bölgeye has özellik gösterdiği gibi bölgeden uzak karakter de gösterir. Giresun
halkının kullandığı ortak yaylası veya tüm halkı bir arada toplayabilecek bir
yayla kültürü olmadığından, oyunlarında ve kostümlerinde belirgin farklılıklar
görülür. İnsanlar çeşitli nedenlerden ötürü yaylalarda birleşir, oyun oynarlar
ve eğlenirler. Bu yaylalar konum itibariyle birçok yerleşim merkezinin ortak
yaylasıdır. Bu yerlere gelen ve buralarda birleşen halk birbirlerinin
kültürlerinden oldukça etkilenmişlerdir. Hep birlikte halka kurarak oynadıkları
oyunlara ayak uydurmak için belirli kalıplar bulup bu olayı ortak hale
getirmişlerdir. Daha sonra aşağılara yani kışlaklara dönen halk bu oyunları
yaylada gördüğü şekilde oynamaya başlar.
Karadeniz Bölgesi geleneksel halk oyunları, küçük farklarla birbirlerine
benzerler. Hemen hepsi, kıyısında yaşadığı deniz gibi hareketli ve coşkundur.
Oyun ve türküleri de kendilerine uygundur. Giresun oyunları içinde en yaygını
Giresun Karşılaması ve horonudur. Horonu daha çok erkekler bölgenin meşhur
çalgısı olan kemençe veya davul-zurna ile oynarlar. Kadınlar ise; davul-zurna,
saz eşliğinde oynarlar.( Eskiden def ve ut eşliğinde oynarlardı.) Giresun
horonunun Düz Horon, Sıksara, Giresun Karşılamasının Tüfekli Çandır Karşılaması
gibi ve Sallama Horon gibi müziğin ritmine göre değişen çeşitleri de vardır.
Giresun ilinde, aşağıda kısa ve genel tanımlamaları
yapılan oyunların yanında, Karşılama ve Horon türü oyunlar dışında, Güney
bölgelerinde bulunan ve Kelkit Havzası tabir edilen bölgeye dahil olan
Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk ilçelerinde Bar türü oyunlar da oynanmaktadır. Bu zamana kadar bilimsel anlamda
alan çalışması yapılmadığı için bu ilçelerimizde oynanan oyunlar bugüne kadar
hiçbir repertuvara dâhil edilmemiştir ve bilinmemekle birlikte şehir merkezi ve
merkeze yakın ilçelerimizde de oynanmamaktadır. Bu bölgede kapsamlı bir alan
çalışması yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte Trabzon sınırında bulunan
Kemençenin beşiği sayılan Görele ve Eynesil ilçelerimiz ile Dereli ilçesinde
Horon alanında kapsamlı araştırma ve derleme çalışmaları yapılmalıdır.
TÜFEKLİ ÇANDIR KARŞILAMASI
Giresun ve ilçelerinde yapılan düğünlerde
–özellikle eski yıllarda en gözde oyun tüfekle oynanan ve halk arasında Tüfekli
Çandır ismiyle anılan oyundur. Tüfek, Karadeniz insanının silaha olan arzusu ve
beğenisini simgelediği gibi düğünlere renk ve coşku katan bir unsur olarak
düşünülmelidir. Davetlilerin tüfek atarak düğün yerine gelmeleri, düğüne
katıldıklarını gösterdiği gibi attıkları mermi miktarı da düğün coşkusu ve
büyüklüğüne bir ölçü sayılır. Bugün bu
adet büyük ölçüde ve güvenlik nedenleriyle terkedilmiştir. Tüfekli Çandır
isimli Giresun oyununu aşağıda izaha çalışacağız. Ancak tüm Giresun oyunlarını
bir folklor araştırma konusu olarak inceleme konusu yapılmasına da gerek
vardır.
Karadeniz halk oyunları denince akla Trabzon yöresi
oyunları gelmektedir. Yapılacak çalışma Giresun ve yöresinde benzerlik arz etse
de gerek ritim gerekse de müziği itibariyle farklı bir oyun tarzı olduğu ortaya
çıkacaktır.
Giresun
Tüfekli Çandır Karşılaması esas olarak bir karşılamadır. Ancak bu karşılamayı
sadece bir oyun olarak değil, düğünün başlangıcı ve bir düğüne davet olarak da
düşünülmelidir.
Büyük
Folklorcu Muzaffer Sarısözen 14.03.1948 tarihli Ulus gazetesine yazdığı bir
yazıda Tüfekli Çandır Karşılamasını şöyle anlatmaktadır:
1-İlk
kısımda tüfekliler birbiri arkasına sıralanarak bir daire çizecek şekilde
dönmek suretiyle bir süre oynarlar. Oyuncular halkada oynarken gurubun en
yaşlılarından biri elinde tüfek olmaksızın halkanın içinde belinde bulunan bir
torbadan oyunculara mermi ve barut dağıtır.
2-Oyun
devam ederken barutçunun işaretiyle (Ey...gene bir dost geldi) şeklinde bağırma
ile silah davranma durumuna gelen oyuncular ikinci bir işaretle tüfeklerini hep
beraber ateşlerler.
3-Bu
durumda barutçu halka içinden ayrılmış yana çekilmiştir. Oyun devam ederken
barutçu tüfek boşaltan arkadaşlarını yeniden barut dağıtmaktadır. Yanından her
geçene bir atımlık barut vermektedir. Sonra hep beraber silah doldurma figürü
yaparak oyuna devam ederler. Gene bir işaretle tüfekler memeye barut inmesi
için 3 kere yere veya elle yandan vurulur.(Burada müziğin ritmine uyarak önce
sola dönülür sonra sağa dönülür ve bu sağa dönüş esnasında tüfekler 3 defa yere
vurulur) barut dağıtan kişi her geçene bir kapsül verir, kapsül takma figürü
yapılır. Tüfekler doldurulunca silahlar sağ eller kabzada, sol eller kayışta
olmak üzere baş üstüne kaldırılarak oyuna devam edilir.
4-Oyun
sıralı şekilde yürüyüş şeklinde karşılama oyunu ile devam eder. Bu esnada yine
(Ey...gene bir dost geldi), (Ağa bi dosta geliyor / İhsan Çetin ETİN’in
ifadesiyle) şeklinde bağırma ile tüfekler havaya ateşlenir.
Karşılama
muhtelif figürleri ile devam eder. Bu erkeklerin oynadığı karşılama biraz ağır
ritimde, ayaklar yerden kalkmadan oynanır. Oynayan her kişi kendi becerisine
göre oynar. Büyük ölçüde figür birliği yoktur. Ancak mümkün olduğu kadar karşı
karşıya oymaya dikkat edilir. Halka şekline gelinip, karşılıklı oynayanlar aksi
istikamete dönerek, sonra yeniden yüz yüze gelerek oyuna devam ederler. Oyun
süresince dizlerin yere vurulması, omuzların titretilmesi figürleri yapılır.
Kollar omuz hizasındadır. El ayaları açık ve yere 45 derece açı ile tutulur.
Zaman zaman oyunun figürleri esnasında yana indirilebilir. Dizlerin ve
ayakların yaptığı hareketler karşılamanın esas unsurudur.
Çandır Tüfekli oyunu güzellikle
kahramanlığı, kahramanlıkla insanlığı bir araya getiren bir oyundur. Elde silah
dost aramak asil bir jesttir. Dost uğruna silaha davranma, dostluk için
silahlanma da delikanlılık sayılır.
GİRESUN KARŞILAMASI
“Giresun yöresi
oyunlarının temelini oluşturan ve en yaygın şekilde oynanan oyun karşılamadır.
Oyun çok eskiye dayanır. İsmini karşılıklı oynanmasından alır.
Karadeniz Bölgesindeki
oyunlar genellikle horon ağırlıklı olduğu için kızlar ve erkekler genellikle
ayrı ayrı oynarlar. Karşılamada ise kız ve erkekler birlikte ve karşı karşıya
oynarlar.
Karşılama, ritim olarak
Çandır Tüfekli oyunundan daha hızlı ve coşkulu oynanır. Oyunu erkek, gururlu ve
mağrur, kızlar ise daha nazlı ve cilveli oynar. Karşılama oyununda temel
yürüme, ayak vurma ve erkeklerde çökme figürü yaygın olarak icra edilir. Bunun
yanında bu üç figüre bağlı olarak doğaçlama yoluyla türetilmiş 10 kadar figür
icra edilmektedir. Oyun, davul-zurna, bağlama ve kemençe ile de oynanır.
SALLAMA HORON (ERKEK)
En az iki kişi ile oynanır.
Tatlı sert özellik arz eder. Oyun 5 ve 7 zamanlıdır. Figür zamanları 10 birim
zaman ve bağlantılıdır. Genel olarak kemençe ve davul zurna ile oynanır.
SIK HORON (ERKEK)
Bu
oyun sallama horonun aksine, daha sert ve hızlı oynanır. Sık’ın anlamı çok
çabuk demektir. Bir çeşit sık oyun, sık horon çabuk horon demektir. Az zaman
içinde çabuk ve fazla figür yapmak gerekmektedir.
Karadeniz Bölgesi’nde, özellikle Doğu Karadeniz’in
kıyı kesimlerinde toplu olarak ve daha çok bağlı dizi ile oynanan disiplinli
halk oyunlarının genel adı “Horon” olarak geçer ve Doğu Karadeniz Bölgemizde
Trabzon, Rize, Artvin, Giresun, Ordu civarında oynanır.
Horonda denizin dalga hareketlerini ve
kıpırtılarını, balıkların çırpınışını görür gibi oluruz. Horonların oluşmasında
Karadeniz Bölgesi’nin çok engebeli doğal yapısının, fırtınalı, hırçın bir deniz
olan Karadeniz’in sarp bir arazide, bazen bir ayağını bile zor basabildiği
patika yollarda yürüyen ve sırtında yük taşıyan Karadeniz insanının çevikliği
anlatılmaktadır. Horonda yapılan hareketler incelendiğinde belleme, çapalama,
deniz dalgalarının parçalanması, dalgalardan geri çekilirken çakıllarda çıkan
ses, kürek çekme, balıkların ağlara yakalandıkları andaki çırpınışları gibi
doğal olayların veya işle ilgili hareketlerin canlandırıldığı görülür.
Sık horon yaygın olduğu üzere dizi
biçiminde tek sıra, düz dizi, eğri dizi ve çember biçimlerinde oynanmaktadır.
Oyun 7 zamanlıdır. Ayak figürleri 10 birim zamanlı ve bağlantılıdır. Çoğunlukla
kemençe, davul-zurna ile oynanır.
SALLAMA HORON
(KIZ)
Bu oyun Cumhuriyet’ten sonra ortaya
çıkmıştır. Nedeni ise; kızların kendi aralarında yaptıkları eğlencelerde
erkekleri taklit ederek oynamaya başlamalarıdır. Figür zenginliği yoktur.
Çoğunlukla kemençe ve davul zurna ile oynanır.
FİNGİL-METELİK-BEL
KIRMA
Genelde 2 ve 4 zamanlıdır.
Bolu yöresinde oynanan bazı oyunlara benzemektedir. Lâzutlar türkü müziği ile
oynanır. Yörede çok yaygın değildir. Fingil, Metelik, Bel Kırma, olarak da isimlendirilir. Bağlama,
davul-zurna ile oynanır.
GÜRCÜ SALLAMASI
Giresun merkezden Ordu
iline doğru olan yerleşim yerlerinde, özellikle Bulancak ve Piraziz ilçesi ile
yükseklerinde sıkça görülür. Muhacirler zamanında buralara yerleşen Gürcü halkı
tarafından yöreye getirilmiştir. 5 zamanlı icra edilir. Figür zenginliği
yoktur.
Kaynakça:
- Giresun Kent Kültürü- Giresun Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları/