Geçmişte
özellikle imece usulüyle yapılan işlerde bir raya gelen insanların uzun kış
gecelerindeki en temel eğlence vasıtalarından biri birbirlerine karşılıklı
olarak bilmece sormaktı. Özellikle fındık toplarken, fındık seçerken ve mısır
ayıklarken bir araya gelen yaşlı, genç herkes birbirine bilmece sorardı. Bu
süreçte gençler yaşlılardan eski bilmeceleri öğrenirlerdi.
Bilmecelerin
halk arasındaki eski adı "Mesel" olup, kendine has kurallar çerçevesinde icra
edilirdi. Bu geleneğin icrasıyla ilgili olarak Pamirli’nin verdiği bilgileri
aynen alıyoruz:
Önce meselleşecek olanlar taraf taraf
ayrılır. Ayrılmalar münakaşalı olur. Çünkü fazla mesel bilmek bu işte aranılan
ilk şarttır. Hemen herkes bu gibilerle birlik olmak, dolayısıyla bahsi kazanan
gruptan olmak ister. Nihayet meselleşme başlar. Bir tarafın söylediği meseli
diğer taraf bulmaya çalışır. Bulursa mesel söylemek hakkı kendi tarafına geçer.
Bulamazlarsa önceleri kendilerine ayrılmış yurt bölgelerinden münasip bir şehri
diğer tarafa verirler. Eğer ne bulurlar ne de öğrenmek için mukabilinde
istenilen şehri vermeden kendileri bir mesel söylemeğe kalkarlarsa, o grup
hakkında derakap ceza tatbik edilir. Tatbik edilen bu ceza meselleşmelerdeki
intizam ve disiplini anlatan çok enteresan bir tarzda gülünç ve düşündürücü
mahiyettedir. Mesela meseli söyleyen grup şöyle başlar:
-Bir koyunum kaça alırsın?
- Beşe.
- Vermem beşe çalarım taşa.
- Bir koyunum var kaça alırsın?
- Altıya.
- Vermem altıya, doğrarım salataya.
Bundan anlaşılıyor ki meselleşmeler derin
bir intizam içinde sırayı ve hakkı takip eder. Ceza oradakilerin tek endişesi
olduğundan kimse pazara çıkarak gülünç bir şekilde satılmayı istemez. Haraç,
mezat olanlar oradakilerin kahkaha ve eğlence mevzuu olurlar. Eğer satılmak
başlamışsa kabahatli taraf suçunu çabucak anlar. Affedilmesi için ayrı bir
şehri verir. Ceza kaldırılır. Meselleşme gene eskisi gibi devam eder.
Meselleşme sırasında bir taraf şehirler kaybederken diğer taraf kazandığından
meselleşmenin sonunda heyecan gittikçe artar ve kaybeden taraflar üzülürler.
Giresun ve
çevresi bilmece bakımından da zengin bölgelerimizden biridir. Konuyla ilgili
kaynaklara baktığımızda Giresun ve çevresinden derlenmiş çok sayıda bilmeceyle
karşılaşmaktayız. Çeşitli yazılı kaynaklarda gördüğümüz Giresun bilmecelerin
birkaç örnek:
Dal ucunda
kınalı parmak……………………………………….…(Taflan/Kara yemiş)
Dal ucunda kırmızı
boncuk……………………………..……………………….(Kiraz)
Ev üstünde gümüş
tabak…………………………………..………….……………(Ay)
Dal ucunda tüylü
dedem………………………………….……………………(Şeftali)
Bir kayadan iki yılan
bakar………………………………..………………………(Kaş)
Dereden gölgesiz
geçer…………………………………..………………………...(Ses)
Dal ucunda kitli
sandık………………………………….…..…………………..(Ceviz)
Dal ucunda bal
lokması………………………………….….…….…..…………(İncir)
Ev ardında oy anam
oy………………………………….……..…….…………(Isırgan)
Kara tavuk
karnı yarık………………………………….……………………….(Kahve)
Karanlık yerde
katır tepişir……………………………….…………...…………..(Pire)
Dünyaya can
dağıtır, kendinin hiç canı yok…………..…………….…...………….(Su)
Ayla açar
Günden
kaçar……………..………………………….……….…….…………...(Yıldız)
Biri kaynar
Biri
oynar……………………………………………………………….(Yemek, kepçe)
Bağırsan dinler
Susarsan
inler……………………………………………………………….(Aksi Seda)
Gökten itilir
Yere
dikilir……………………………………………………………………(Yıldırım)
Kapıyı açar
Kapamadan
kaçar……………………………………………….……………...(Rüzgâr)
Hanım içerde
Saçı
dışarıda……………………………………………..…..……………..…….(Mısır)
Alaca bulaca,
Çıkar gider
ağaca……………………….……………………….……….……(Fasulye)
Yatağından çıkmaz
Yatmadan hiç
bıkmaz………………………………….………………………..(Deniz)
Gider gider
izi yok
Geri döner
tozu yok……………………………………………………………(Vapur)
Derisi var
kanı yok,
Nefesi var
canı yok ………………………………………….………………….(Körük)
Eli yüzü
buruşuk
Beyler ona
alışık………………………………………………………………..(Sütlaç)
Mesel mesel
metten,
Sakalı var
etten………………………………….…………………………..…..(Horuz)
Suya düşer
ıslanmaz,
Yer altında
paslanmaz………………………………………………..……………(Işık)
Bir küçücük heykel,
Dibi yassı başı
kel…………………………………………..………………….(Kabak)
Bakarsın cüce olur
Bakarsın yüce
olur……………………………………….……………………..(Gölge)
Sarı öküz yattı kalkmadı
Kara öküz gitti
gelmedi………………………………………………….(Ateş, Duman)
Büyür sinsi sinsi
Olur bir koca
tepsi…………………………………………………….……………(Ay)
Kara kara yüzü var
Doymak bilmez gözü var………………………………………..…….……….(Toprak)
Gökten yere yağar
Yerden göğe
ağar……………………………………..……………….(Yağmur, buhar)
Tavan üstünde takır tukur
Sanırsın halı
dokur………………………………………………………….…….(Fare)
Ayda uçar,
Günde
kaçar…………………………………………………………………….(Yarasa)
Dokunmayın kırılır
Sıcak bulsa
dirilir………………………………...…….…………………….(Yumurta)
Sarıdır özü
Güldürür
yüzü……………………………………………………..………..........(Altın)
Canlı kaçar
Cansız
kovalar……………………………………………….………….............(Araba)
Dağa gider seslenir
Eve gider
yaslanır…………………………………..…….…….………………..(Balta)
Bin ilik bin düğüm
Bin diyesin
bilmeyesin……………………………………………………….(Balık ağı)
Başına vurdum
Kayboldu
durdum………………………………………………………………...(Çivi)
Taştandır demirdendir
Yediği
hamurdandır………………………………………….……………...(Değirmen)
İki delikli bir saplı
Bilmeyenin yok
aklı……………………………………………………………...(İbrik)
Kendisi demirden
Kuyruğu
kendirden………………………….……..……………………………..(İğne)
Bir demirim var çatal
Her şeyimi o
satar……………………………..………………………………..(Kantar)
Git gelinim gel gelinim
Yol üstünde dur gelinim………………………………………………………….(Kapı)
Sesi çıkar canı çıkmaz
Canı çıkar sesi
çıkmaz……………………………………….………………(Kemençe)
Günde beş defa sarmaş dolaş
Bil bakalım nasıl
arkadaş……………………………………………………..(Seccade)
Adamdan yüksek
Tavuktan
alçak…………………………………………………….…………….(Şapka)
Karşıda hot oturur
Biri kalkar biri
oturur…………………………………………………………...(Terazi)
Evde çatmaya yarar
Dağda atmaya
yarar……………………………………………………………..(Tüfek)
Başı kapı ardında
Kendisi dünya
ucunda…………………………………………………………......(Yol)
Tasaları dindirir
Çocukları sevindirir…………………………….……………………………..(Bayram)
Yol üstünde kalaylı tas
Gelene de has gidene
has………………………………………………………...(Cami)
Abdest alır namaz kılmaz
Kılanlardan geri
kalmaz…………………………………………………………...(Ölü)
Nar tanesi nur tanesi
Dört köşenin bir
tanesi………………………………………………….………..(Kâbe)
Altından
vurdum direği,
Güm güm eder
yüreği……………………………………………….……………(Soba)
Yeni gelinin fesi
Acı gelir
nefesi…………………………………………………………..............(Biber)
Başı yeşil,
kökü kırmızı,
Odur doyuran
karnımızı…………………………………………..…………(Madımak)
Bir ufacık mil
taşı
Dolanır dağı
taşı………………………………………………………………..….(Göz)
El eker,
Göz seçer
Dil
biçer…………………………….…………………………………………….(Yazı) Heriye yavrum heriye
Askerleri yürüye
Böyle sırt üstü
nereye…………………………………….…………………...(Cenaze)
Ne şurada ne burada
Ne u yanda ne bu yanda
Cümle alem
içindedir…………………………………………………………….(Ayna)
Altı taş,
Üstü taş,
İçinde var
Binbir
baş……………………………………………………………………...(Hamam)
Altı mermer,
Üstü mermer,
İçinde bir
Kanlı
dilber……………………………………………..…………………………..(Dil)
Altı tahta,
Üstü tahta,
İçinde bir
Garip
softa………………………...……………………………………...(Kaplumbağa)
Değirmen tepe
Dört yanı küpe
Altun hamaylı
Gümüş
süpürge…………………………………..…..(Gökyüzü, Yıldız, Güneş, Gölge)
Gökten attım hızla
Yedi bin yıldızla
Ne toptu ne de tüfenk
İlle hızı pekti pek…………………………………..…………………………(Yıldırım)
Mantosu yeşil,
Düğmesi siyah
Entarisi kırmızı
Bunu bilin kimin kızı?
………………………………………………………...(Karpuz)
Et ete
bitişir,
Kıl kıla
yapışır,
Ne kadar
yaparsan,
O kadar
hoşlaşır……………………………….………………………..………..(Uyku)
Varma güzel yanına
İki elin bal olur
Tutar isen yavaş tut
İki elin kan olur.
…………………………………………………………......(Kara Dut)
Kat kattır katmer değil
Pembedir elma değildir
Yenir yenmesine
Lakin tatlı
değildir………………………………………………………………(Soğan)
Günlerin padişahı
Haftaların bir şahı
Uzatır bacakları
Dinletir
ayakları…………………….……….………………..…………………...Pazar
Babası büklüm
hoca,
Anası sarma
hatun
Kızı dünya
güzeli
Oğlu mecliste
gezer………………………….…………………..……………...(Üzüm)
Ben ne idim ne
idim,
Samur kürklü
bey idim
Felek beni
şaşırdı
Küllüklere
düşürdü…………………………………..………………………..(Kestane)
Beyazla
başladım
Yeşille
işledim
Al ile
bitirdim
Herkese
yetirdim…………………………..…………………………………….(Kiraz)
Bir kuş gelmiş
Eğin’den
İzin almış
beğinden
Hangi kuşun
kârı ki
Yem yiye
göbeğinden…………..…………………………………………...(Değirmen)
Kapıda söğüt ağacı
Dalsız budaksız
Biz ona nasıl çıkalım
Elsiz
ayaksız……………………………………………….….………………...(Güneş)
Hey var getir
var getir
Gelmezse
yalvar getir
Aşlanmamış
fidandan
Dişlenmemiş yar
getir………….………………………….……..……….………..(Kız)
Yürür gider
canı yok,
Boğazlasam
kanı yok
Yandım
Allah’ım yandım
Dört kitaba
inandım
Deryada bir
gül bitmiş
Bağırır susuz
yandım………………………………….……..…………………..(Gemi)
Kaynakça:
- Giresun Kent Kültürü- Giresun Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları/