Atasözleri,
atalarımızın yüzlerce yıldır olaylar ve durumlar karşısında elde ettikleri
tecrübeler sonucunda söyledikleri özlü ve bilgece sözlerdir. Bu tür sözlerin
bir görünen anlamı bir de görünen anlamı zihnimize aktarmak suretiyle elde
ettiğimiz ikinci anlamı vardır. Atasözüne özellik kazandıran veya tür
hüviyetini veren ve kullanıldığı yerde kastedilen anlam ikinci anlamdır.
Atasözleri manzum, mensur veya her iki şekil birlikte olabilir. Ayrıca
atasözleri teşbih, kinaye, mecaz, tezat vb. söz sanatlarını kudretinden bolca
yararlanılmıştır.
Diğer
bölgelerimizde olduğu gibi Giresun çevresinde de birçok atasözü
kullanılmaktadır. Örnek olması açısından aldığımız buradaki atasözleri çevrede
kullanılanların ancak bir kısmıdır.
Acı acıyı, çay
da sancıyı keser.
Aç köpeğin
gözü ateşi korkutur.
Ağzıyla
isteyen, gözüyle yiyendir.
Akça sayış,
don yürüryüş öğretir.
Akşam olunca
topal keçi öne geçer.
Aldığını
vermeyen, aradığını bulamaz.
Ananın bastığı
yavru ölmez.
Aş taşınca
kepçeye paha biçilmez.
At biniciyi
tanır.
At karnından,
yiğit alnından belli olur.
At murat,
katır devlet, eşek kısmet, deve ise gurbettir.
Ata arpa,
yiğide arka gerek.
Ata dost gibi
bak, düşman gibi bin.
Atı görüp
aksar, suyu görüp susar.
Atta, avratta,
yurtta meymenet vardır.
Ayda gelene
hoş geldin, günde gelene hoşt geldin derler.
Ayı görür aya,
günü görür güne tapar.
Ayyaşın şafağı
meyhanede söker.
Baba oğluna
bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş.
Bağı bilinen
üzüm dişe dokunmaz.
Balık gölde
büyür.
Baş gövdeden,
baş baştan üstündür.
Beli kırılan
at sahipsiz kalır.
Bildik evin
kapısı açılırken ses verir.
Bir abam var
atarım, nerde olsa yatarım.
Bir fısılcık
(kıvılcım) yedi köyü yakar.
Bir iğne
deliği koca fıçıyı boşaltır.
Boransız dağ
olmaz.
Boş çuval dik
durmaz.
Büyük dağın
büyük fırtınası olur.
Cahil sofu
şeytanın maskarasıdır.
Cami yıkılsa
da mihrap durur.
Çağrılan yere
erinme, çağrılmayan yere görünme.
Çekiç yemeyen
taş, yapıya uymaz.
Çocuk
kundakta, gelin duvakta terbiye olunur.
Çocuk olan
evde dedikodu olmaz.
Çörden, çöpten
kurulan evde balkon aranmaz.
Denizde bir
taşım olsun.
Deveciden
dostu olanın kapısı büyük gerek.
Dıvarı hatıl,
gelini hatun tutar.
Dilenci
parasının zekatı olmaz.
Dişten artan
hekime, işten artan kasaba
Dost için
ölmeli, düşman için dirilmelidir.
Dostun iyisi
akrabayı aratmaz.
Dökülen kabını
doldurmaz.
Düğün
yemeğiyle köpek tavlanmaz.
Ebe çok olunca
çocuğun gözü kör olur.
Ekmeğin büyüğü
hamurundan olur.
Eldeki bir
kuş, daldaki iki kuştan iyidir.
Elin yanında atın kuyruğunu kesme
kimi uzun der kimi kısa der.
Elmanın dibi
göl, armudun dibi yol, dudunki ise bel olmalıdır.
Eşek dört nala ahır yolunda
kalkar.
Ev kabadayılığı yiğide yaraşmaz.
Evli olup ev
halinden bilesin, bekar olup hangır hangır gülesin.
Fındığını ye harmanını sorma.
Fındık dalda iken cebe girmiş
sayılmaz.
Gavur diye
öldürür şehit diye namazını kıldırır.
Gönlün sevdiğinden daha güzel
olmaz.
Görmedim haberim yok bin bela
savar.
Güneş olsa kimseye doğmaz.
Güzelin köyü sorulmaz.
Hanım hanım değilse hizmetçi lala
arar.
Hasmın karınca
ise de merdane gör.
Havlayan köpek değerini artırır.
Horona giren
kıçını sallar.
İki kaptan gemiyi batırır.
İstenilen yere git ar eyleme,
istenilmeyen yere gidip dar eyleme.
İşini bilmeyen
kasap, kalır elinde masat.
İt itle hırlaşmasa kediler aç
kalır.
İtin ürenini
makbul sayarlar.
Kabahat gelin olmuş bir güvey
bulamamış.
Kabahatli köpeğin kuyruğu kısık
olur.
Kahveci ile oyun oynayan
müşterinin avanağıdır.
Karnımdaki değil sırtımdaki
görünür.
Kestane
topurundan çıkmış, topurunu beğenmemiş.
Köpeğe gem vurma, kendini at
sanır.
Köşe taşı yerine yaraşır.
Küçük balık kılçıklı olursa büyük
onu yutamaz.
Küsen dilenci boş cepli kalır.
Laf lafı laf da tabakayı açar.
Malını hırsıza emanet et.
Mezar taşıyla iftihar edilmez.
Misafir misafiri, ev sahibi
hiçbirini istemez.
Misafire kalk
git demezler, atının yemini keserler.
Oğlan babadan
görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını.
Oğlan büyür
koç olur, kız büyür hiç olur.
On dost on bin liradan iyidir.
Ortak atın beli kırık olur.
Oynaşına güvenen yarsız kalır.
Ödünç mal güle güle gider, ağlaya
ağlaya gelir.
Öküzü sal,
yiğidi ar öldürür.
Ölenin sahibi çoktur.
Ölmeden çene çekilmez.
Ölmüş eşek arıyorsun nalını
mıhını sökecek.
Örtük yüzün
dostu olmaz.
Paranın ağzı dili yok, nereye
verirsen gider.
Pay edene pay kalmaz.
Pehlivan olan ustaya çıkmaz.
Sahibinden hatır uman köpekten
hayır gelmez.
Sarhoşluk arabacılığa benzemez.
Selamını aldım seni Allah’a
saldım.
Sevip deli olacağına vur da
kahraman ol.
Sırtımı unlu görüp de değirmenci
sanma.
Sineğin balı, tembelin malı
olmaz.
Sinek balla tutulur.
Sivri sinek rüzgara vız gelir
Soğan yiyenin ağzı kokar.
Solucana kıyamet kopacak demişler,
görmeyeyim diye toprağa girmiş.
Sonradan görmüş, dininden dönmüşe
benzer.
Tanımadığın horuzun sesini
dinleme.
Taşa ırmağa yiğitlik olmaz.
Taşkınlığın sonu şaşkınlıktır.
Tepeden aşan yolcuya buyur
edilmez.
Tık tık eden
nalça, işi gören akçedir.
Tırıs’a giden atın karnı aç
kalmaz.
Uzun ağaç kese kese tükenir.
Vajkitsiz açılan gül çabuk solar.
Vakitsiz gelen misafir kediyi
bile uyandırır.
Vuramayan sopanın büyüğünü alır.
Yabancı iğne can acıtmaz.
Yağmurda ıslananın denizden
korkusu olmaz.
Yalı gel de bir top at.
Yaptığından değil yapamadığından
kork.
Yelin ahrı
yağaş, şakanın ahrı döğüş.
Yer eken
yerinmez.
Yıkılan ağaca kafa tutan çok
olur.
Yiğidin karısı bir olur.
Yiğit düştüğü
yerden kalkar.
Yiğit yiğidi gözünden tanır.
Yoz malın
saman yiyecek zamanı değil.
Yük altında türkü mü olur.
Zehirden şifa, kahpeden vefa
olmaz.
Zengin arabasını dağdan aşırır,
züğürt düzde yolun şaşırır.
Zengin ister dünyayı tutam, fakir ister peşinden yetem.
Kaynakça:
- Giresun Kent Kültürü- Giresun Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları/