GİRESUN İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Mart Kırma Geleneği

Mart Kırma Geleneği

Dünyanın birçok yerinde mevsim değişikliklerinde, özellikle kıştan bahara ve sonbahardan kışa geçişte törenler yapıldığını biliyoruz. İnsanlık tarihinin kökeni çok eskilere dayanan ve günümüzde de dünyada değişik adlarla tanımlanan bu törenlerden biri de yöremizde ”Mart Bozma”, “Mart Kırma”, “Yılbaşı Bozma” gibi adlarla anılan yeni yıl törenidir. Halk deyimiyle eski hesap 1 Mart’ta yeni yıl kutlanır. Kullandığımız takvimde 14 Mart’a denk düşen o gün, her başlangıçta olduğu gibi büyük önem taşır. İnsanlar bugüne nasıl başlarlarsa bütün yılın öyle geçeceğine inandıklarından çok dikkatli davranırlar ve kendilerine göre gelecek günlerini garanti altına almak adına bazı tedbirlere başvururlar. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olan Mart Kırma geleneğinin Giresun ve çevresinde uygulanışı da yer yer farklılıklar arz etmektedir. Bu konudaki derlemenin en detaylısı Çanakçı ’da Gülizar Nine’den yapılan derlemedir. Görele doğumlu 60 yaşındaki (1998 yılı itibariyle) Gülizar Öztürk, Mart Kırma’yı şöyle anlatıyor: “Yılbaşı gelüikennik (gelirken) pool (mısırın olgunlaşmamış hali) ıslaruk. Una (ona) biz bütün daru derük, ıslaruk bi gün önceden iki gulplu gazanla guyaruk (koyarız) ateşe. Urada güzelce bişer. Ocağa somun (yuvarlak ekmek) ataruk; gara ateşin aylına (üstüne) taflan (karayemiş), gele (yaprak) guyaruk. İçine de boncuk ataruk (boncuk kimin ağzına gelürse yılbaşını u gırar). Undan geri (Ondan sonra) sırgan (ısırgan otu) bişüürük  (pişiririz). Yılbaşında sınavuşlu (sınanmış) bi adamımız olur. Adamımızı çaaruruk (çağırırız); gel yılbaşımızı gır diye. Adam gelür gapı (kapı) ya, içeri girmez. Ayaanın altına bi keskin balta guyaruk yahut bıçak guyaruk. İşimiz keskin gelsin, ee (iyi) gitsin, dolaşuk gitmesin diyenü (diye). O bucaklığa (mutfağa) doru koşar; üç kere Gulhuyu (İhlâs Suresi) okuya gene sora gapı dibine goşar. Gene Gulhuyu okuya gene gider gelür u adamımız. Peşinden su seeperük (serperiz). Devletli ol diye. Zabattan (sabahtan) saat 3’te galkarum. Guş önneden galkarum. Gider akan sudan, çeşmeden su aluruk (alırız). Elime bi girebi (Karadeniz’e özgü kısa balta) alurum köpek falan olr diyene. Gelürüm ilkin evime, seeperim suyu tavana, üstüne her yerine. Hızanların (çocukların) odasına seeperüm. Hızaznları yüzüne gelir, anne bizi berinnettin (irkilttin) derler. Uşağım bu kereş (bugün) dvletli olun diye size serpiim. Ahıra gidip ineklerimize de serpiim. İkindi girmeden öölin (öğlen) den geri ineklerimizin guyruğuna gırmızı iplik baalaruk. Mart ben darttım (tarttım) sen dartma diye üç kere çekerük; aşaa aşaa (aşağı) bazara gelen ineklerde hep bu hep vardur. İpii heç bir zaman çıkarmuyuk. U (O) gendü gendüne düşüyu (düşüyor). Yılbaşuumuzu gıran (kıran) adamımızı yedüürük (yediririz). Mısırımızın, darımızın gannı (karnı) aç olmasın derük. Börek yaparuk, erişte yaparuk. Mart’ı sınavuşlu (denenmiş) adamımız gıriyu (kırıyor)ç sınavuşlu adamımız olmasa çocuklarımızı yolluyuk (yolluyoruz) gonu gomşiye, yakın akrabiye (akrabaya). Urda bir çocuk yatar. En sifti (önce) kim girerse onu sınaruk. ‘Gelin ayaandan (ayağından), çoban dayandan (dayağından) derler’. Ee (iyi) gelüüşüse(gelirse) her sene una gırdııruk. Eversek (evlendirsek) dışarıu getse de gene gelür u gırar.

Mart Bozucunun Seçimi ve Kutsal- Uğurlu Kişi Motifi

Mart Bozma görevini üstlenen kişi Mart’ını bozduğu ailenin bir yıl boyunca başına gelebilecek iyi ya da kötü her işin peşinen sorumluluğunu üstlenmiş gibidir. Bu bir yıl içinde olabilecek her iyi ve güzel şey onun uğurluluğuna bağlanacağı gibi her olumsuz ya da kötü şeyin sorumlusu da yine o sayılacaktır. Ekmek ya da ısırgan ekmeğinin içine göğ boncuk konması tesadüfî değildir. Özellikle göğ (mavi) boncuğun eski Türk inancındaki göğün kutsallığı, Kök Tengri inancıyla ilgili olması muhtemeldir. Nazara karşı bu boncukların kullanılmasında da gök renginin kutsiyetinin ve buna bağlı olarak koruyucu özelliğinin etkisi olmalıdır. Seçici unsur olarak kullanılan darı tanesi ise her tohumlu bitkide olduğu gibi üremenin sembolü olması bakımından önem taşımaktadır.

Giresun Halk Takvimi ve Buna Bağlı İnanışlar

Halkın hayata bakış açısı, kültürel değerleri ve sosyo-psikolojik yapısını oluşturan takvime “halk takvimi” diyoruz. Her bölgenin kendine özgü geleneksel değerleri, çeşitli halk takvimleri bir milletin kültüründe özel bir yere sahiptir. Yüksek bir medeniyete sahip Türk milletinin de tarih boyunca kullanmış olduğu çeşitli takvimler vardır. Türkler Müslümanlığı kabul etmeden önce, 12 yılda bir devreden, 12 hayvanlı Türk takvimini kullanmaktaydılar. Bu takvim güneş yılına göre hazırlanmış ve her ay bir hayvanın adıyla anılmaktaydı.

Giresun halk takviminde bir gün şu bölümlerden oluşmaktaydı:

Seher (şafak), zabah (sabah), guşluk (kuşluk), öölin (öğlen), ikindi, aaşam (akşam, dar vakit), yatsı, gece.

Seher (şafak)              : Günün yeni ağarmaya başladığı zaman.

Zabah (sabah)             : Günün yeni ağarmasından kuşluk vaktine kadar olan zaman.

Guşluk (kuşluk)          : Sabah ile öğlen arası.

Öölin (öğlen)              : Kuşluk ile ikindi arası, gün ortası.

İkindi                          : Öğlen ile ikindi arası.

Aaşam (akşam)           : İkindi ile yatsı arası. Bu zaman dilimi uğursuz sayılır. Akşam ezanından sonra evden hamur mayası ve çiğ süt verilmez, verilirse içine bir kömür parçası atılır. Bunun sebebi bereketin kaçmamasıdır.

Yatsı                           : Akşam ile gece yarısı arası.

Gece                           : Yatsı ile şafak arası.

Giresun halk takviminde çarşamba günleri çamaşır yıkamak uğursuzluk sayılır ve cuma günleri öğleye kadar evde iş yapmak günah addedilir. Ayrıca bir yöreye ne zaman halk pazarı kuruluyorsa, o gün haftanın başı olarak kabul edilir. Örneğin Bozat’ın pazarı cuma günü ise, bir haftalık zaman dilimi cumadan cumaya olarak kabul edilir.

Bir yıl dört mevsimden oluşur:

Bahar  : İlkbahar
Yaz     : Yaz
Güz     : Sonbahar
Gış      : Kış

Genel takvimde olduğu gibi, Giresun halk takviminde de dört mevsimi oluşturan on iki ay vardır. Bu aylar “kocakarı hesabı” veya “eski hesap” denilen mahalli tabirle isimlendirilir ve buna göre hesaplanır. Bu hesaplama eski Rumi takvime karşılık gelir. Dolayısıyla da miladi takvimden 13 gün geridedir.

İlk ay Mart ayıdır. Mart ayından başlamak üzere bir yılın on iki ayı şu şekilde isimlendirilir:

Mart ayı                      : Mart
Abrul ayı                    : Nisan
Mayıs ayı                    : Mayıs
Kirez (kiraz)               : Haziran
Orak ayı                      : Temmuz
Ağustos ayı                 :Ağustos (Şebinkarahisar ve yöresinde harman ayı olarak da isimlendirilir)
Ceviz ayı                     :Eylül (Şebinkarahisar ve yöresinde Avara ayı olarak da isimlendirilir)
Darı ayı                       :Ekim (Şebinkarahisar ve yöresinde Hac ayı olarak da isimlendirilir)
Üzüm ayı                    : Kasım
Karakış ayı                  : Aralık
Zemheri ayı                 : Ocak
Gücük ayı                   : Şubat

Görüldüğü gibi, ayların isimlendirilmesinde miladi, milli ve mahalli isimlerin birlikte kullanılmasından oluşan bir takvim kullanılmaktadır. Bunun yanında dini hayatla ilgili olmak üzere Muharrem, Recep, Şaban ve Ramazan gibi Hicri ay adları da halk arasında kullanılmaktadır.




Kaynakça: 
- Giresun  Kent Kültürü- Giresun Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları/